Bir gün bir adam, elinde mektup
Der ki, Hoca'yı tutup :
"Hocam, zahmet ya sana,
Şu mektubu bana bir okusana."
Mektup baştan sona kadar Arapça
Şöyle bir iki evirir çevirir:
Sökemez; çaresiz, geri verir.
Der ki: "Başkasına okut bunu sen."
Adam şaşırır : "Niçin ?"
"Türkçe değil bu mektup okuyamam."
Yine anlayamaz adam.
Hocanın okuması yok zanneder:
"Ayıp Hoca, ayıp!"der.
"Benden utanmıyorsan şundan utan!
Şu başındaki koca kavuğundan."
Hoca kavuğu çıkartıp uzatır.
Sonra: "-Mademki"der, "iş kavuktadır;
Haydi giy de şunu,
Kendin oku bakalım mektubunu."